istinaf dilekçesi nasıl yazılır ? istinaf dilekçesi yazma, geçtiğimiz seneden bu yana önemli hale gelmiştir. Çünkü istinaf mahkemeleri 20 Temmuz 2016 tarihinde göre başlamışlardır. İstinaf dilekçesi yazma konusuna geçmeden evvel istinaf mahkemeleri hakkında kısaca bilgi vermemiz faydalı olacaktır. İstinaf kanunyolu ilk derece mahkemelerinin kural olarak nihai kararlarına karşı gidilebilen bir yoldur. Aynı zamanda istinaf kanunyoluna başvurulmuş olması kural olarak hükmün icra edilmesine engel teşkil etmemektedir. Yani nihai karara karşı istinaf yoluna başvurulmuşsa bu durumda sadece kararın kesinleşmesini engelleyecek; fakat icrasını etkilemeyecektir. Ancak kesinleşmeden icraya konulamayacak olan hükümler istinaf yoluna başvurulduğu takdirde icraya konulamayacaktır. Aynı zamanda şunu da eklemeliyiz ki mahkemelerin vermiş olduğu her nihai karara karşı istinaf yoluna başvurulamamaktadır. Bunun için HMK’da yer alan ve her sene düzenlenen bir parasal sınır mevcuttur. Söz konusu parasal sınıra uygun olduğu takdirde mahkemenin nihai kararına karşı süresi içerisinde dilekçe ile istinaf kanunyoluna başvurulabilecektir.
istinaf Dilekçesi Yazma
istinaf dilekçesi yazma, aslında uzman bir avukat tarafından yapılması gereken bir iştir. Uygulamada bazen kişiler avukata danışmak yerine kendi başlarına istinaf dilekçesi yazma işini gerçekleştirmekte ve bu da çoğu zaman kayıplarına neden olmaktadır. Dilekçenin usulüne uygun yazılmayışı veya süresi içerisinde mahkemeye verilmemiş olması halinde istinaf kanunyoluna başvuru yapılmamış sayılabilmektedir. Dolayısıyla istinaf dilekçesi yazma konusunda bizim verebileceğimiz tavsiye, dilekçenin uzman bir avukattan tarafından yazılmasıdır. İstinaf dilekçesinde yer alması gerekenlerin neler olduğuna yazımızın ilerleyen bölümlerinde değineceğiz. Fakat şunu belirtmeliyiz ki dilekçeyi doğru ve eksiksiz bir biçimde yazmak kadar doğru mahkemeye vermek de önemlidir. HMK m.343’e göre, istinaf dilekçesi kararı veren mahkemeye verilebileceği gibi başka bir yer mahkemesine de verilebilebilir. Dosya, kararı vermiş olan mahkeme tarafından istinaf dilekçesiyle gösterilen daire ile bağlı kalmaksızın ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilecektir. Aynı zamanda şunu da belirtmeliyiz ki HMK m.357’de yer alan hüküm çerçevesinde bölge adliye mahkemelerinin yetkisi ile alakalı olarak yetki sözleşmesi yapılması mümkün değildir.
Eğer bölge adliye mahkemesi, kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olan istinaf mahkemesinin yargı çevresi içerisinde yer almıyorsa re’sen dosyanın yetkili BAM’ne gönderilmesine karar verilecektir. Dosya kendisine gönderilmiş olan BAM bu karar ile bağlı değildir.Mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi de mümkündür. Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki kötüniyet ile istinaf yoluna başvuru yapıldığı takdirde HMK m.329 hükmü uygulama alanı bulacaktır. Sonuç olarak şunu söylemeliyiz ki yaptığımız açıklamalardan da anlaşılacağı üzere istinaf kanunyoluna başvuru sanıldığından daha karmaşık ve detay içeren bir yoldur. Yani hiç bilmeyen bir kimsenin istinaf kanunyoluna başvurması kendisi açısından risk içermektedir. Bu nedenle gerek istinaf dilekçesi yazma konusunda gerekse bu yola başvurmada mutlaka uzman bir avukata danışılmalı ve kendisinden yardım alınarak hareket edilmelidir. Böylece yapılabilecek hataların da önüne geçilmiş olacaktır.
Ceza Hukukunda İstinaf
İstinaf dilekçesi yazma konusu altında ceza hukukunda istinaftan bahsetmemiz de faydalı olacaktır. Ceza hukukunda istinaf konusunda ilk olarak şunu belirtmeliyiz ki istinafta yeni olgu ve delillerin ileri sürülmesi mümkündür. Ayrıca ilk derece mahkemesinin tespitlerinin düzeltilmesi de mümkün olmaktadır. İstinaf, aktarma ve yayılma etkisine sahip bir kanunyoludur. Bu özelliğiyle birlikte istinaf mahkemesi aslında temyize benzemektedir. Ancak temyizde yeni delil ileri sürme olanağı mevcut değildir. Bunun dışında savcı tarafından istinafa gidilmesi hali haricinde istinaf için herhangi bir gerekçe gösterilmesi gerekmez. Ancak temyize başvuran bir kişi hükmün ne sebepten dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda belirtmek zorundadır.
Ceza hukukunda istinaf başvurusu yerinde bulunduğu takdirde istinaf mahkemesi kural olarak ilk derece mahkemesinin kararını kaldırcak ve olay hakkında bizzat kendisi karar verecektir. Aynı zamanda istinaf mahkemesi yerel mahkemenin vermiş olduğu kararında CMK m.289’da düzenlenmiş olan mutlak bozma sebeplerinden birisini görürse kararı bozacak ve işi yerel mahkemeye geri gönderecektir. Söz konusu karara karşı yerel mahkemenin direnme yetkisi mevcut değildir. (CMK m.284) İstinaf mahkemesinin vermiş olduğu kararlar Yargıtay denetimine açıktır. Ancak bu durumun bazı önemli istisnaları bulunmaktadır. Örneğin ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu 5 yıl ve daha az hapis cezasını gerektiren kararları ile tüm adli para cezalarına ilişkin olarak istinaf mahkemesi tarafından verilen esastan red kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyecektir.
İstinafın nedenlerine baktığımız zaman ise bu nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz: İlk derece mahkemesi kararında usule veya esasa ilişkin aykırılık, delillerde ve işlemlerde eksiklik, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olmaması. Söz konusu istinaf nedenlerinin bir veya birden çoğunun beraber ileri sürülmesi mümkündür. İstinafa savcı dışında kalanlardan birisi başvuruda bulunmuşsa istinaf başvurusunda gerekçe gösterilmesi gerekmeyecektir. Ancak savcı tarafından istinaf başvurusu söz konusuysa bu halde gerekçenin açıkça gösterilmesi gerekmektedir. İstinaf yoluna başvuruda bulunabilecekleri de şu şekilde sıralayabiliriz: Sanık, katılan sıfatını almış olanlar, katılma isteği karara bağlanmamış olanlar veya bu isteği reddedilenler ya da katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olanlar, sanık adına yasal temsilcisi, sanığın eşi, müdafii, vekil.
Yerel mahkeme tarafından verilen hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içerisinde istinaf başvurusu yapılmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. BAM’nin sanık yararına bozma kararı vermesi halinde istinaf isteminde bulunmayan diğer sanıkların yararlanması mümkün değildir. Ceza hukukunda istinaf konusu geniş kapsamlı ve uzmanlık gerektiren bir konu olmasından bu alanda hizmet veren avukata danışılması yararlı olacaktır.
İstinaf Yoluna Başvuru Dilekçesi
İstinaf dilekçesi yazma konusuyla alakalı olarak değinmemiz gereken hususlardan birisi de söz konusu dilekçede nelerin bulunması gerektiğidir. İstinaf dilekçesinde bulunması gerekenler HMK m.342’de belirtilmiştir. fakat daha önce de söylemiş olduğumuz üzere istinaf dilekçesi yazma konusunda uzman bir avukata danışılması ve avukatın bu dilekçeyi hazırlaması en doğrusu olacaktır.
İstinaf dilekçesinde yer alması gereken unsurları şu şekilde sıralayabiliriz: Başvuran ile karşı tarafın adı, soyadı, TC numarası ve adresleri, eğer varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu, tarih ve sayısı, kararın başvurana tebliğ edilmiş olduğu tarih, kararın özeti, başvuru sebepleri ve gerekçesi, talep sonucu. Aynı zamanda başvuranın ve varsa kanuni temsilcinin ya da vekilinin imzası da dilekçede aranmaktadır. İstinaf yoluna başvurma tarihi hakkında ise HMK m.118 hükmü uygulama alanı bulacaktır. Dilekçenin hazırlanması ve mahkemeye teslim edilmesi aşamalarında hukuki anlamda profesyonel destek alınmalıdır.
Yazımızda dilekçeyi yazarken nelere dikkat etmeniz hususundan biraz bahsetmiş bulunduk bir sonraki yazımızda dilekçe örneğini sizlerle paylaşacağız.