Trafikte Otomobil Üstünde Zıplayan Biri Neden Ceza Almadı?

Son dönemlerde artan nüfus ve araç sayısıyla birlikte artan trafik kazaları da arttı. Bunların medya da en çok tepki uyandıranları trafik terörü. Medyada büyük yankı uyandıran trafik terörlerinin sayısı her geçen gün artıyor. Bu konuda TCK’da düzenlenen yasalara göz atarak, bu tutuksuz yargılamaların ve verilen cezaların neler olduğuna bir bakalım.

TCK’da düzenlenen yasalara bakmadan önce trafik terörü nedir, hangi suçlar trafik terörü sayılır onları açıklayalım.

Trafik Terörü Nedir?

Trafik terörü, toplumda trafik canavarı olarak adlandırdığımız insanların, trafikte hareket halindeyken ya da dururken oluşturduğu olaylar bütününe diyebiliriz. Yani burada insanların yaptığı olaylar genelde belirli şeyler oluyor ve bilinçsiz değil bilinçli kazalara neden olabiliyor. Kara ulaşım araçlarını alıkoyma ve kaçırma denilen konu, yani bir aracın hareketini engellersiniz bu suç oluşabilir. Bu verdiğimiz basit örneğin bile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası var.

Bu yüzden trafik terörünün çoğalmasının sebebini yasalara bağlamamız çokta doğru olmaz ama bunun bir suç olduğu kesinleşene kadar kişinin tutuklu olarak yargılanması yasalara göre doğru olmadığı için kişiler tutuksuz olarak yargılanıp bırakılıyor. Yine aynı şekilde bir başka örnek vermek gerekirse, eğer ki aracın herhangi bir yerine bir zarar verirseniz bir mala zarar verme suçu olur. Buda kanuna göre, dört aydan üç yıla kadar bir hapis cezası olan bir suç tipidir.

Kişinin hürriyetinden kişiyi yoksun bırakma suçu da, bu da hürriyeti tahdit olarak adlandırılan bir yıldan beş yıla kadar bir hapis cezası vardır. Burada işin içine tehdit, hakaret gibi konular da dahil olursa, verilen cezalarda artıyor. Yani olayda hangi suçların olduğu önemli. Medyada geniş yankı bulan olaylara genel olarak bunları örnek verebiliriz. Tabii bu suçlarla farklı şekillerde karşılaşabiliyoruz. Yapılan suç aynı ama başlıklar farklı oluyor. Son dönemlerde bu suç tipleriyle çok karşılaşıyoruz. Haberlerde, yine bir trafik canavarı ortalığı birbirine kattı gibi olaylar çok yaşanıyor. Araç sahiplerini araçtan çıkartmamak, kendilerinin araçlarıyla kişilerin araçlarının üzerine çıkmak suretiyle hareketlerini engellemek ya da tehdit etmek gibi olayların bunlardan sadece birkaçı. Tabii bunların tutuksuz yargılanmasına halk normal olarak çok tepki gösteriyor. Bu tür hususlara ilişkin yargılama yapılırken halk olarak hemen bir sonuç görme talebinde bulunuyoruz ve direkt bir tutuklu yargılama görmek istiyoruz. Halkın vicdanı adaletin yerine gelmesiyle rahatlıyor. Fakat uygulamada buna ilişkin bir ilerleme görülmüyor gibi. Buna hafif suçlu olup can yakmayanlar değil, birilerinin canlarının yanmasına sebep olan olaylar da dahil oluyor. Yine can yakan, çok fazla yankı bulan hususlarda yargılamalara ilişkin de tutuksuz yargılamalar söz konusu olabiliyor.

Tutuksuz Yargılamaların Sebebi Nedir?

Tutuklama kararı ile ilgili konudan Ceza Mahkemeleri Kanunu’nun 100. maddesinde bahsediliyor. Burada kuvvetli bir suç şüphesinin olmasından bahsediyor.

Yani yasa, o suçun işlendiğiyle alakalı kuvvetli bir suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların var olmasını istiyor ve bir tutuklama nedenin olmasını arıyor. Yine yasaya göre, tutuklama olabilmesi için suçun alt sınırının 3 yıl olması gerekiyor. Yani eğer ki suçun alt sınırı, az 3 seneyse tutuklama kararı verilebiliyor ama tek şart bu değil. Diğer tutuklama nedenleri de yasa da sayıyla sınırlı olarak sayılmış durumda.

Bunlar kişilerin delil karartma ihtimali, tanıkları zorlama ihtimali, kaçma şüphesi gibi şartlar var. Konulara hukuken bakıldığı zaman bu şartlar sağlandığında medyada olan bir olay dahi olsa, medyada gerçekleşen, medya tarafından ele alınan bir olay dahi olsa bu şartlara dikkat etmek gerekiyor. Daha önce gerçekten hepimizin vicdanını yaralayan olayların dahi tutuklama nedenleri var olmasına rağmen, maalesef tutuklama kararı verilmediğine de şahit olduk.

Önemli olan CMK 100 ve CMK 100’de bahsedilen tutuklama sebepleri bunlar. Bunları halka da açıklayarak nedenlerini belirmek gerekiyor. Yani aslında burada önemli olan husus, tutuklamanın ne kadar ekstrem bir tedbir olduğu, tutuklama kararının öyle her koşulda, her şart altında verilmemesi gerektiğidir.

İlgili Video

Topo Hukuk Bürosu avukatları Serdarhan Topo ve Özge Portakal, bu durumu Topo Hukuk Bürosu, YouTube kanalında anlattı.